Giresun Üniversitesi Öğrencileri Paylaşım Alanı
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Giresun Üniversitesi Öğrencileri Paylaşım Alanı

Daha iyi bir Giresun Üniversitesi için...
 
AnasayfaAnasayfa  PortalliPortalli  Kayıt OlKayıt Ol  Latest imagesLatest images  AramaArama  Giriş yapGiriş yap  

 

 VURMAYIN RESULULLAHTIR O

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Misafir
Misafir




VURMAYIN RESULULLAHTIR O Empty
MesajKonu: VURMAYIN RESULULLAHTIR O   VURMAYIN RESULULLAHTIR O EmptySalı Tem. 24, 2007 1:10 pm

"Vurmayın, Resulullahtır O!"





Kendilerine, cenab-ı Hakkın son dinini tebliğ için gelen, onları sonsuz
Cehennem ateşinden kurtarmaya çalışan Kainatın efendisini baş tacı
edecekleri yerde, Taifliler taşa tuttular. Atılan taşlara, hazret-i
Zeyd, vücudunu siper ederek Peygamberimize bir zarar gelmesini önlemeye
çalışıyordu.

Zeyd hazretleri, sevgili Peygamberimizin etrafında dört dönüyor,
taşların O'na değmemesi için çırpınıyordu. O'nun mübarek vücuduna bir
zarar gelmesin diye kendisine gelen taşlara aldırmıyordu. Canını böyle
günlerde feda etmek için fırsat beklemiyor muydu? İşte, alemlerin
efendisini taşlıyorlar, eziyet, işkence yaparak yurtlarından çıkarmaya
çalışıyorlardı.

Hazret-i Zeyd, Peygamber efendimizi korumak için sağa-sola
koşturdukça, taşlar; başına, vücuduna, ayaklarına birbiri peşine
değiyordu. Bu sebeple, hazret-i Zeyd'in her tarafı kanlar içinde
kalmıştı... Sevgili Peygamberini korumak için varını yoğunu harcıyor,
taş atan zalimlere karşı avazı çıktığı kadar;

-Yapmayın!.. Vurmayın!.. O alemlerin efendisidir! Resulullah'tır
O!.. Benim vücudumu parça parça yapın, fakat Peygamberime bir zarar
gelmesin!.. diye bağırıyordu.


Zeyd bin Harise'yi aşarak, Resulullah efendimize gelen taşlar, Efendimizin mübarek ayaklarını kanlar içinde bırakmıştı.

Sevgili Peygamberimiz, üzüntülü, yorgun ve yaralı bir halde, Utbe
ve Şeybe ismindeki iki kardeşin bağına yaklaştılar... Orada, bütün
mü'minlerin canlarını feda etmek istediği Resulullah efendimiz, mübarek
ayaklarından akan kanları sildiler. Abdest alıp, ağacın altında iki
rek'at namaz kıldılar. Sonra mübarek ellerini kaldırıp münacatta
bulundular.

Bu hali, bağ sahipleri seyrediyordu... Resulullah efendimizin
başına gelenleri görmüşler, garipliğine şahid olmuşlardı. Merhamet
damarları harekete geldi. Addas ismindeki köleleri ile üzüm
gönderdiler. Sevgili Peygamberimiz, üzümü yerken Besmele çekti. Üzümü
getiren köle Hıristiyan idi. Besmeleyi işitince şaşırıp sordu:


-Yıllardır buralardayım, kimseden böyle bir söz duymadım. Bu nasıl kelamdır?


- Sen neredensin?"


- Nineveliyim.


- Yunus'un (aleyhisselam) memleketinden imişsin.


- Sen Yunus'u nerden tanıyorsun? Onu, buralarda kimse bilmez.


- O, benim kardeşimdir. O da, benim gibi peygamber idi.

- Bu güzel yüzün, bu tatlı sözlerin sahibi yalancı olamaz. Ben
inandım ki, sen Allah'ın Resulüsün, diyerek hemen Kelime-i şehadet
getirip Müslüman oldu. Sonra da:

- Ya Resulallah! Yıllardır bu zalimlere, bu yalancılara kölelik
ettim. Herkesin hakkını yiyorlar. Herkesi aldatıyorlar. Hiç iyi
tarafları yok. Dünyalık toplamak ve şehvetlerini tatmin için her
alçaklığı göze alıyorlar. Onlardan nefret ediyorum. Sizinle birlikte
gitmek, size hizmetle şereflenmek, cahillerin, ahmakların size yapacağı
saygısızlıklara hedef olmak, mübarek vücudunuzu korumak için feda olmak
istiyorum, dedi.Resulullah efendimiz, tebessüm ederek;


- Şimdi efendilerinin yanında kal! Az zaman sonra, adımı her yerde işitirsin. O zaman bana gel! buyurdu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
VURMAYIN RESULULLAHTIR O
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Giresun Üniversitesi Öğrencileri Paylaşım Alanı :: Dinimiz İslam :: İslamiyet-
Buraya geçin: