Misafir Misafir
| Konu: Türk Süsleme Sanatları - Ahşap İşlemeciliği Ptsi Tem. 23, 2007 7:18 pm | |
| Anadolu'da özellikle Selçuklular döneminde gelişerek orijinal bir üslup oluşturan ahşap işçiliği, Beylikler döneminde de aynı geleneği sürdürmüş. Bu dönemdeki sanatçılar bu konuda özgün bir çok eser vermiştir. Özellikle ceviz, elma, armut, sedir, abanoz ve gül ağacından yapılan minber, pencere, kapı, sütun başlıkları, kirişler, rahleler vb. günümüze kadar ulaşan eşsiz eserlerdir. Orta Asya kurgunlar ve Pazırık kazılarında ele geçen çeşitli ahşap işler Türklerin uzun yıllar öncesinden beri ahşapla ilgilendiklerini göstermiştir. Osmanlı ağaç işçiliğinde bezeme olarak rûmili kompozisyonlar ve sık sık çiçek motifleri kullanılmıştır. Ağaç işçiliğinde kündekari (minberlerde), kafes (kirişlerde), ajur (rahlelerde), boyama teknikleri (sütun başlıklarında), oyma (kapı ve pencerelerde) kullanılan teknikler olarak önem kazanmıştır.
Oyma; kağıt, karton, ağaç, metal, taş, mermer vb. materyaller üzerine çizilen bir motifin özel kesici araçlarla işlenerek biçimlendirilmesidir. Oyma; kesme oyma, yüzey oymacılığı, heykel oymacılığı gibi farklı tekniklerle yapılır. Çeşitli ağaç parçaları üzerine aletlerle istenilen desenin kabartılarak oyulmasına "oyma" işi, bunu yapan bireylere de "oymacı" denilmektedir. Kırım'da yapılan incelemelerde özellikle Hansaray'ın bir çok bölümünde ahşap işçiliğine, ahşap eserlerden oluşan yapıtlara rastlanılmıştır. Kayseri'de taş ve ahşap işlemeciliği
Kayseri'de Mimar Sinan'ın memleketi olarak mimaride olduğu kadar taş ve ahşap oymacılığında da oldukça ileridir. Sinan'dan önce 1238 yılında Selçuklu hükümdarı I. Alaeddin Keykubat'ın karısı Mahperi Hatun tarafından yaptırılan Hunat Camii ve Külliyesi'nin taş ve ahşap işlemeciliği orijinal halini korumaktadır. Ortasındaki kubbesi ve minaresi sonradan inşa edilen külliyenin doğu ve batısındaki tac kapıları Selçuklu taş işçiliğinin en güzel örneklerindendir. Hunat Camii Külliyesi sağlam kesme taş işçiliği ve kaleyi andıran duvarlarıyla dikkati çeker. Kayseri ili sınırları içerisinde yer alan Sultanhanı'nda da ayni üslubun uygulandığı taş işçiliği görülür. Keza; İstasyon Caddesindeki Hacı Kılıç Camii ve Medresesi ise II. Gıyaseddin Keyhüsrev'in oğlu İzzeddin Keykavus zamanında 1249-1250 tarihinde yaptırılmış olup, birbirine bitişik olan cami ve medresenin kapıları da tıpkı Hunat Hatun Külliyesinde olduğu gibi ayni ustaların elinden çıkmışcasına aynı zarafettedir. 17.yüzyılda yapılan,Cumhuriyetin ilk yıllarında tadilat edilen Güpgüpoğlu konağında da yüzlerce yıl önceki desenlerin benzeri ağaç oyma bezemeler mevcuttur. Konya Mevlana Müzesi'nde sergilenen ahşap kapının yakından görünüşü
-- |
|