| | Rıfat Ilgaz | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Forum Yöneticisi Şaşkın
Mesaj Sayısı : 1164 Yaş : 35 Nerden : Giresun Job/hobbies : Koşmak Uğraşıları/zevkleri : sinema, web developing Kayıt tarihi : 13/07/07
| Konu: Rıfat Ilgaz Ptsi Ağus. 13, 2007 3:47 pm | |
| Rıfat ILGAZ
Rıfat ILGAZ 1940'ların toplumcu-gerçekçi şairlerinin başta gelenlerindendir.
1911 yılında Cide'de doğdu. Şiir yazmaya ortaokul öğrencilik yıllarında başladı. İlk şiiri 27.07.1927'de, günlük Nazikter gazetesinde yayınlandı. Ayrıca; Açıkgöz(Kastamonu), Güzel İnebolu ve Güzel Tosya gazetelerinde şiirleri ve yazıları yayınlanmaya başladı. Lise yıllarında babasının ölümü nedeniyle buradan ayrıldı. Yatılı olarak Kastamonu Muallim Mektebi'nde öğrenim gördü. 1930 yılında mezun oldu. Altı yıl süreyle Gerede, Akçakoca, Hendek ile Düzce arasında Gümüşova'da ilkokul öğretmenliği yaptı. Ankara Gazi Eğitim Enstitüsünü 1938 'de bitirdi ve Adapazarı Ortaokulu Türkçe Öğretmenliğine atandı.
1939'da İstanbul Karagümrük Ortaokulu'nda Türkçe Öğretmenliğine başlayan Ilgaz'ın, yazı ve şiirleri büyük dergilerde yayınlanmaya başladı. 1940 'da Çığır, Oluş, Ulus, Güneş, Yücel, Varlık, Hamle ve Yeni İnsanlık dergilerinde şiirleri çıktı ve aynı yıl Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'ne girdi. Hasan TANRIKURT, Sabahattin KUDRET AKSAL, Salah BİRSEL'le tanıştı.
Ömer FARUK TOPRAK ile 9 Eylül 1942'de Yürüyüş Dergisi'ni çıkardılar. Bu dergide Orhan KEMAL, Sait FAİK, Cahit IRGAT, A.Kadir, Nâzım HİKMET (İbrahim SABRİ) ile birlikte çalıştılar.
1943'te ilk kitabı "Yarenlik"i yayınladı. Şiirleri olağanüstü bir ilgi gördü. Ocak 1944'de "Sınıf"adlı şiir kitabı çıktı. Sıkıyönetim kararı ile toplatıldı. Pertev Naili Boratav "Sınıf" için : "Yeni Türk şiirine inanmayanlara, Rıfat ILGAZ'ın kitabını okuyup anlamalarını dilemekten başka yapılacak birşey yoktur" diye yazdı.
1945'te Gün Dergisi çıktı. Ilgaz bu dergide sekreterdi. Bu dergide yazıları yayınlandı. Aziz NESİN'in Cumartesi Dergisine ortak oldu. Seçici kurulda çalıştı.1946'da Esat ADİL, Sabahattin ALİ ve Aziz NESİN ile birlikte Gerçek Gazetesini çıkardılar. 1946 Ekim ayında Yığın Dergisini'ni Esat Adil MÜSTEÇAPLIOĞLU ve Adil YAĞCI ile birlikte çıkardılar. Öğretmenliğe yeniden döndükten sonra Boğazlayan-Yozgat'a tayini çıktı. Hastalığı nedeniyle Validebağ Sanatoryumunda yattı.
Şubat 1947'de Sabahattin ALİ, Aziz NESİN ve Mim UYKUSUZ'un çıkardığı Marko Paşa kadrosuna girdi. İmzasız yazılar yazdı. Sık sık kapatılan bu derginin daha sonraları sorumlu müdürlüğünü üstlendi. Malum Paşa, Merhum Paşa, Hür Marko Paşa gibi dergilerin adı sık sık değişiyordu.
1950'li yıllarda Ilgaz, gazetecilik yapmaya başladı. Sakıncalı olduğundan gazeteler ve dergiler imzalarına pek yer vermediler. 1952-1960'da Tan Gazetesi'nde dizgici-düzeltmen ve röportaj yazarı olarak çalıştı.
Turhan SELÇUK ve İlhan SELÇUK'un çıkardığı Dolmuş Dergisi'ne "Stepne" takma adıyla yazılar yazdı. Hababam Sınıfı, Pijamalar(Bizim Koğuş), Don Kişot İstanbul'da bu dergide dizi olarak yayınlandı. Hababam Sınıfı'nı da isminin sakıncalı olması nedeniyle "Stepne"(Yedek Lastik) takma adıyla yazdı.
Ocak 1953'te "Devam" adlı şiir kitabını çıkardı ve bu kitap da toplatıldı.
1958 de Semih Balcıoğlu'nun çıkardığı "Taş" dergisinde Rıfat Ilgaz (!) imzasıyla yazılar yazdı.
1959 "Büyük Gazete" adında çıkan yeni bir dergiye yönetici oldu. Aynı yıl arkadaşı Suavi ile birlikte "Gar Yayınları"nı kurdu.
1961 Anayasası yürürlüğe girdikten sonra kendi adıyla yazı ve şiir yayınlama özgürlüğüne kavuşan Rıfat Ilgaz, Demokrat İzmir, Akbaba, Vatan, Yeni Gün, Yeni Ulus gibi yayın organlarında ve kimi edebiyat dergilerinde yazı yazabildi. Sınıf Yayınları'nı kurdu ve kendi kitaplarını yayınlayabildi. 1970'te Basın Şeref Kartı'nı aldı.
1974'te emekli oldu. Doğum yeri olan Cide'ye (Kastomonu) yerleşti. 12 Eylül 1980 döneminde gözaltına alındı. 70 yaşında gerekçesiz sorguya çekildi ve 1 aydan fazla gözaltında kaldı. Tutukluluğu sona erince İstanbul'da, oğlu Aydın ILGAZ ile birlikte ölümüne kadar yaşamaya başladı. Bu olaylar "Kırk Yıl Önce Kırk Yıl Sonra" adlı kitabında anlatılır. Birlikte Çınar Yayınları'nı kurdular.
1982 yılında Yıldız Karayel romanıyla "Orhan Kemal Roman Armağanı"nı ve "Madaralı Roman Ödülü"nü" aldı. 6 Aralık 1982 de İstanbul Şan Müzikholü'nde "55. Sanat ve70. Yaş Günü" çok sayıda sanatçı ve sevenlerinin katıdığı görkemli bir törenle kutlandı.
1987 de Ocak Katırı Alagöz kitabıyla" Ömer Faruk Toprak Şiir Ödülü'nü aldı.
Onu hepimiz Hababam Sınıfı'nın yazarı olarak bildik. Altmış kitabı olmasına karşın onun şairliğini, romancılığını ve öykü yazarlığını unutmamamız gerekir. Kitaplarında; çağdaş, ileri görüşlü, ulusumuzdan yana birlikteliği önerir.
1993 yılında Tüyap Onur Yazarı ödülününe layık görüldü. Ne yazık ödülünü alamadan öldü.
Yıllarca bizden kendisini uzaklaştırmaya çalışan yönetimlerden sonra, demokrasi yolunda ülkemizdeki gelişmeler Rıfat ILGAZ adını yeniden yücelttiyse de, Sivas Olaylarının acısına dayanamayan duyarlılığı 7 Temmuz 1993 günü aramızdan ayrılmasına neden oldu. | |
| | | Forum Yöneticisi Şaşkın
Mesaj Sayısı : 1164 Yaş : 35 Nerden : Giresun Job/hobbies : Koşmak Uğraşıları/zevkleri : sinema, web developing Kayıt tarihi : 13/07/07
| Konu: Geri: Rıfat Ilgaz Ptsi Ağus. 13, 2007 3:47 pm | |
| ALİŞİM Kasnağından fırlayan kayışa kaptırdın mı kolunu Alişim! Daha dün öğle paydosundan önce Zilelinin gitti ayakları, Yazıldı onun da raporu: "ihmalden!" Gidenler gitti Alişim, Boş kaldı ceketin sağ kolu... Hadi köyüne döndün diyelim, tek elle sabanı kavrasan bile Sarı öküz gün görmüştür, Anlar işin iç yüzünü! üzülme Alişim, sabana geçmezse hükmün Ağanın davarlarına geçer... Kim görecek kepenek altında eksiğini kapılanırsın boğaz tokluğuna. Varsın duvarda asılı kalsın bağlaman beklesin mızrabını. Sağ yanın yastık ister Alişim sol yanın sevdiğini. Kızlarda emektar sazın gibi Çifte kol ister saracak! | |
| | | Forum Yöneticisi Şaşkın
Mesaj Sayısı : 1164 Yaş : 35 Nerden : Giresun Job/hobbies : Koşmak Uğraşıları/zevkleri : sinema, web developing Kayıt tarihi : 13/07/07
| Konu: Geri: Rıfat Ilgaz Ptsi Ağus. 13, 2007 3:47 pm | |
| BİLMEYECEKLER
Geride kalanlara ne bırakacağım, Çocuklarıma, Onların da çocuklarına?
Olsa olsa Karadeniz'den payıma düşeni… Beş on evlek yer gökyüzünden.
Ne vermek istedimse sağlığımda, Ne veremedimse, Gizlenip kaçışlardan.
Biliyorum bu yüzden Yokluğumu çekmeyecekler, Hep yaşıyormuşum gibi gelecek onlara Biraz ötelerde, uzaklarda.
Babamız diyecekler, dedemiz, Dur durak bilmezdi, Dert nedir, tasa nedir bilmezdi…
Neyi bildiğimi bilmeyecekler.
Kulağımız Kirişte adlı şiir kitabından 1983
Rıfat ILGAZ | |
| | | Forum Yöneticisi Şaşkın
Mesaj Sayısı : 1164 Yaş : 35 Nerden : Giresun Job/hobbies : Koşmak Uğraşıları/zevkleri : sinema, web developing Kayıt tarihi : 13/07/07
| Konu: Geri: Rıfat Ilgaz Ptsi Ağus. 13, 2007 3:47 pm | |
| BİR KOZADA
Geç kalmadık tam zamanı İş başlamaktaydı başladık Örüyoruz kozamızı birlikte Zaman da bir kozadır ipek böceğim Her solukta örülen Bir dışındayız bir içinde
Bir gün bizim de dokunacak Atlasımız çalışkan ellerde Gül yaprağı inceliğinde duru Sabahların eridiği mavilikte Mekikler söyleyecek türkümüzü En güzeli bu değil mi övgünün En sürüp gideni ipekte
İlk yağışla başladı diriliş Özsuyla buğulandı dalların ucu Yaprağa durdu dipten doruğa Bahçedeki dut ağacı
(1970) Uzak Değil adlı şiir kitabından 1970 | |
| | | Forum Yöneticisi Şaşkın
Mesaj Sayısı : 1164 Yaş : 35 Nerden : Giresun Job/hobbies : Koşmak Uğraşıları/zevkleri : sinema, web developing Kayıt tarihi : 13/07/07
| Konu: Geri: Rıfat Ilgaz Ptsi Ağus. 13, 2007 3:47 pm | |
| BİR SINAVSA EĞER
Girdiğim çıktığım yerler tanığımdır Kapımı çalanlar gece yarılarında Okunan kararlar yüzüme karşı Korkmuyorum duygusal bitişlerden Tükenen kurşun kalemler tanığımdır
Ölümle burun buruna bir gençlik boyu Sıtmasında vereminde Anadolu'nun Dönülmez bekleme kamplarında Suçsa suç, sorguysa sorgu, hapisse hapis Yaşamak gezin gözün arpacığın ucunda Elimde hep böyle tükenen bardak
Yaşamak bir yürek işçiliği günümüzde Ölümün anlamı değişti birden Eskiden yataklarda beklerdik Ders mi sınav mı görev mi belli değil Gelecekse ayakta bulsun dimdik Açılan bir sorumsuz yaylım ateş Bir top karanfildir göğsümüzde
(1971) Güvercinim Uyur mu adlı şiir kitabından 1971 | |
| | | Forum Yöneticisi Şaşkın
Mesaj Sayısı : 1164 Yaş : 35 Nerden : Giresun Job/hobbies : Koşmak Uğraşıları/zevkleri : sinema, web developing Kayıt tarihi : 13/07/07
| Konu: Geri: Rıfat Ilgaz Ptsi Ağus. 13, 2007 3:48 pm | |
| BİRAZ DAHA SABIR
Gözünü yıldırmasın karakış, Altında sağlama yatağın, Hastanede sıran var. Ne kaldı ki şurada, Ekim, Kasım, derken Aralık Sabrın tükenmezse eğer, Heybelide'sin bahara doğru. Bilirsin can boğazdan gelir, Senin neyine şu bakır mangal, Çıksın çadırcılara... Bilmem işine yarar mı artık, Şu duvardaki palto, Yok işte çalışmaya dermanın! Hele otursun şu barış yerine, Sık dişini! Her şey düzelecek yakında, Her şey yoluna girecek; Doktor kapına gelecek, İlaçlar ayağına. Bakma kesildiğine terkosun Şerbet akacak çeşmelerden! Bu sıcağa kar mı dayanır, Dirilirsin bayrama varmadan, Kalkarsın ayağa. Sıtmalı kızının Doya doya öpersin yanaklarını. Biraz daha sabır, aslanım, Biraz daha sabır! | |
| | | Forum Yöneticisi Şaşkın
Mesaj Sayısı : 1164 Yaş : 35 Nerden : Giresun Job/hobbies : Koşmak Uğraşıları/zevkleri : sinema, web developing Kayıt tarihi : 13/07/07
| Konu: Geri: Rıfat Ilgaz Ptsi Ağus. 13, 2007 3:51 pm | |
| BİZ DAR GEÇİT BEKÇİLERİ
Yaşam durur mu biz yerimizde saysak bile Hele bunalımlı bir döneme girdik mi Oluşturur çocuklarımızı mevsiminden önce
Kapatır gerekirse arayı yaşamdır o Durmuş oturmuş adam çıkarır bir çocuktan Ya da bir delikanlı başında kavak yelleri
Yaşam mı yapar bilemezsin yoksa biz mi Biz dar boğaz bekçileri yaşlılar Dalından koparır da sarsak ellerimizle Sıyırır kabuğundan cascavlak bırakırız İsteriz ki ezilmesinler ayak altında Çetin ceviz olsun evlatlarımız
Süreriz önlerine tekel kitaplarını Sayfaları kırmızı kalemlerle çizilmiş Ders isteriz çalışsınlar ha babam ha Bir tıkaç kulaklarına öğütlerimizden Büyüsünler dizlerimizin dibinde Burun kemerlerimizde emekli gözlüğü Bir mandıra düşlerken yeni tasarılarda Geçip karşılarına azşekerlimizi içeriz
Bir bakarız uyumuşlar büyümüşler Başlarına buyruk çetin ceviz olmuşlar Kara kara düşünür kaşırız ensemizi Düşünen bir babayızdır bir babahindi
Ne beklemiştik önce ahlâk değil mi Biraz da saygı kendimiz için Erdemli olmalarını istemedik mi Mutlulukları değil miydi tek dileğimiz Hani şu ömür boyu beklediğimiz mutluluk Bekleyip de erişemediğimiz Bir ömür boyu da siz bekleyin demedik mi
(1972) | |
| | | Forum Yöneticisi Şaşkın
Mesaj Sayısı : 1164 Yaş : 35 Nerden : Giresun Job/hobbies : Koşmak Uğraşıları/zevkleri : sinema, web developing Kayıt tarihi : 13/07/07
| Konu: Geri: Rıfat Ilgaz Ptsi Ağus. 13, 2007 3:51 pm | |
| BİZ TAŞRA MEMURLARI
Kamyondan indiğim gün, Tanıttılar kahve arkadaşlarımı, İlk çayı kaymakamdan içtim İlk sigarayı tapucudan Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın diye, O akşam oynadık ilk prafayı, Kapıgı beş kuruştan Yemekten sonra çalındı En güzel plak şerefime! Dert yanarken gazetelerden Dört günlük diye en yenisi, Almaz oluverdik elimize. Bir kasabanın da bulunur kendine göre Taze havadisi; Akşama doğru, Selami Efendiyi dinle yetişir! Çok geçmeden bizim de karıştı Dedikoduya adımız Benim de merhabasını kolladıklarım oluyor Yer gösterip kahve ısmarladıklarım. Bile bile yenildiğim de oluyor Bizim muhasebeciye; Maaşımız vilayet bütçesinden, Pamuk ipliğine bağlı mesken bedelimiz Geçinmeye geldik ! Girince İhsan Efendi, Şöyle bir doğrulacaksın ister istemez Biz seçmezsek de mutemedizdir. Defter açmışız dükkânında O bilir tutarını maaşımızın, Başkandır yüzde yüz bu seçimde Arkası dağ gibi kaymakama dayalı. Kapı bir komşumuzdur, Kurtarır bizim sokağı çamurdan Hiç olmazsa köşe başına İki fener olsun astırır Kaymakam hoş sohbet adam İyi bektaşi fıkraları bilir. Hoşlanmasak da güldürür bizi, Karışmaz girdisine çıktısına kimsenin, Bayılır horoz dövüşüne Cami avlusunda kazanılmış Ne ünlü dövüşler biliriz! Kendi havasında Burhan Bey Dayanamaz peynirli pideye; Kimin yoğurdu kaymaklı Kimin yağı kekik kokar, Ona sor! İşinin ehli adamdır severiz Esnafa yıkım olmadan, Ayırır akla karayı... Şunun şurasında kaç kişiyiz ki, İste geldik gidiyoruz, Ne çıkar kötülükten! Gördün mü sorgu hakimini, Dünya umurunda değil, Nesine gerek elin beş keçisi. Piket tam meslek oyunu Kim demiş dut yemiş bülbül diye İste çözüldü dilinin bağı, Yüzlük kağıt var elinde... Bu kahvede geldi Bekir Efendi'nin Emeklilik emri... Çok iş var daha onda. Kim ne derse desin, aznifte yok üstüne Bayılır dört koluna bu oyunun. Nargilenin marpuçu bir elinde, İşte öbüründe domino taşları Sor, eliyle koymuş gibi bilir, Düşeş kimdedir... Hele bak, bir domuzluğu var, Hem dübeşe yirmi beş yazdıracak. Hem bağlayacak dört başı Kolayına mı usta oldu Tavlada ormancımız; Altınla ödedi her pulunu teker teker, Kendi kapısından iyi bilir, Se-yek kapısını Plaka tutmasına Hesab-ı cariden fazla yatar aklı Banka müdürü'nün. Hani Veznedar da yabana atılmaz Bakma para sayarken İki de bir süngere yapıştığına, Sen hüneri kağıt düzerken gör!.. Kahveden yönetir nüfusçu'muz Doğumla ölümü. Can ciğerdir Doktor'la; Şüphelidir yediklerinin ayrı gittiği. Başkâtibin çayı kıtlamadır, Kaymakam'ın gözünün önünde, Çay bardağında çeker konyağı, Yudum yudum çaktırmadan; Küçük yer söz olur! Hacizde olsa gerek icracı, Bugünde bulunmadı yoklamada, Hesabına çek iki çizgi daha, Kaldırır Köylere çıkmış olacak, Havalar da soğudu Hayvanı çift heybelidir, Benzinsiz çıkılmaz yola. Hele dönsün, bir âlem yaparız Komutan'ın evinde; Yeni plaklarımız da var. Heybeler boş dönecek değil ya, Kızarmış iki tavuk olsun bulunur, Arpalıktan dönüyor! | |
| | | Forum Yöneticisi Şaşkın
Mesaj Sayısı : 1164 Yaş : 35 Nerden : Giresun Job/hobbies : Koşmak Uğraşıları/zevkleri : sinema, web developing Kayıt tarihi : 13/07/07
| Konu: Geri: Rıfat Ilgaz Ptsi Ağus. 13, 2007 3:51 pm | |
| BİZİM KASABAMIZ
Ortasındayız memleketin, Uzak değiliz Ankara'dan Yakınız yakın olmasına; Gelen olmaz, Halimizi gören olmaz. Asfaltmış yolları boydan boya, Lambalar yanarmış dizi dizi. Büyük laflar eden Büyük adamları varmış. Dayalı döşeli apartmanlarında Seçme insanlar yaşarmış, Yasarmış yaşamasına. Ama sokaklarında bizim kasabanın İdare lambası yanmaz, Göz gözü görmez, tozdan dumandan Oysa ki belediyemiz vardır Kavga dövüş seçtiğimiz Belediyesinde meclisimiz vardır, Vardır var olmasına. Kerpiçtir evlerimiz, Yatarız ahir sekisinde Bir yanımızda karımız, çocuğumuz Bir yanımızda çiftimiz, çubuğumuz Tezek yakarız odun yerine; Saç üstüne saman yakarız, Gaz yerine. Düğün olur, dernek olur, Kazım'ın gırnatasında aynı hava: "Ankara'nın taşına bak" ... Bir toprağımız vardır bize dost İki ağız buğday verir, Ama ne buğday Ambarlar almaz, gömeriz. Yıl olur tohumluk kalmaz elimizde, Tarla gider tapu gider. Uğraş didin altımızda hasır yok, Sen gel de işin çık içinden: "Tarla mı kesekli, biz mi kaçamıyok?" Fakili'ya tren gelir Kayseri'den, Biner gider işsiz kalan köylümüz. Bulgur gider, pekmez gider elimizden, Ankara'dan emir gelir, Nutuk gelir. "Nevürek, hemşerim, nevürek. Ağlayak da gözden mi olak, Dövünek de dizden mi olak." | |
| | | Forum Yöneticisi Şaşkın
Mesaj Sayısı : 1164 Yaş : 35 Nerden : Giresun Job/hobbies : Koşmak Uğraşıları/zevkleri : sinema, web developing Kayıt tarihi : 13/07/07
| Konu: Geri: Rıfat Ilgaz Ptsi Ağus. 13, 2007 3:51 pm | |
| BU DA BİR ÖZGÜRLÜK ŞİİRİ
1944 yılındasın yanlışın yok, Kıştı girdiğin, temmuz ortasındasın. Emirle de olsa açıldı ya İşte demir kapılar ardına kadar, Dışardasın!
Tepende ne zamandır unuttuğun güneş, Liman bildiğin gibi yerli yerinde Hazır Karadeniz seferine şu vapur, Şu mavna Haliç'ten geliyor. Poyrazdır bir uçtan bir uca esen Çekebilirsin ciğerlerine! Bu ses fren gıcırtısıdır, Durdu Beşiktaş tramvayı durakta. Gidemezsin elinde değil; Emrindesin insanı hiçe sayanların. Bir liseli talebeyle vurulu bileklerin Kırk mahkûmun sürüklediği zincire. Tek suçunuz hür insanlar gibi konuşmak, Kitaplar suç ortağınız! 1944 yılındasın yanlışın yok, Doğrudur dağıldığı esir pazarlarının, Tek forsa kalmadı kalyonlara çakılı, Roma sirklerinde atılmıyor köleler Aç aslanların ağzına, Çoktan yerle bir ettiler Bastil'i Kenar mahalleliler. Özgürlük şarkısıdır söylenen Volga boylarında. Ne Taif'tesin, ne Magosa zindanında Yalnız namı kalmıştır kaleme alanın "Vatan Kasidesi"ni. Seviyoruz her zamandan fazla Fikret'i Yeni anlaşıldı manâsı "Millet Şarkısı"nın, Aynı "Sis"tir memleketin üzerindeki. Bugün de vaktinde çıktı gazeteler Geçti ilk sayfalara Beşiktaş cinayeti; Ismarlama yazıları üstât kalemlerin Taksim'deki ziyafetten resimler… Çeyrek saat uzaktasın çok değil, O meşhur Babıali'den. Tek satır yok sayfalarda Bu zincirleme tutsaklık üstüne. Çekildi dış kapıdan demir sürgüler, Tuttu süngülüler yolları Topyekûn himayesindeyiz zincirlerin.(*)
Yaşadıkca adlı şiir kitabından 1948 | |
| | | Forum Yöneticisi Şaşkın
Mesaj Sayısı : 1164 Yaş : 35 Nerden : Giresun Job/hobbies : Koşmak Uğraşıları/zevkleri : sinema, web developing Kayıt tarihi : 13/07/07
| Konu: Geri: Rıfat Ilgaz Ptsi Ağus. 13, 2007 3:58 pm | |
| BUNCA YÜZYILDIR
Biz uygarız haaa!.. Biz, diyorsam… Yanlış anlaşılmasın, Bir Türk olarak söylemiyorum Türklük adına değil, konuşmam… Hem ne haddime, Bu işin tapusunu taşıyanlar var cebinde. Aman yanlış anlaşılmasın, Biz, diyorsam… Dünyalılar adına konuşuyorum, Biraz da insan olaraktan, Biz diyorum, biz uygarız haaa!..
Kuşkuluyum durumumuzdan doğrusu, Uygarlıkta nerelerdeyiz, Kaç karış ilerde? Öyle ya bunca çaba Bir düzey tutturabilmek içindir, Bir amaca ulaşmak için olsa olsa. Soruyorum, nereye vardık, Arpa boyu yol alabildik mi? Hangi düzeydeyiz uygarlıkta? Hele bir göz atalım özgeçmişimize Neler yapmışız bu uğurda, Neler başarmışız insan olarak?
Taş dönemi, kazma, balta Tunç dönemi, demir dönemi, Kılınç kalkan, top tüfek… Daha da önemlisi Uzayda perendeler ata ata Füzeler çağına girmek… Bütün bunlara izninizle Vurduk mu yaldızını sanatın, Uygarlığın görevi tamam! Tüm bu çabalar, sözümona, İnsan olmamız içindir, Uygarlık bi yana!..
Ne denli kalın kafalı, Ne denli dar görüşlüymüşüz ki Öğrenelim diye insanı iyice Kıymışız binlercesine acımadan.
Yetmiyormuş gibi, Tüm ezilmişlere yıkmışız Bu kırımların suçunu bir de… Ne insanmışız, değil mi? Tüh be! | |
| | | Forum Yöneticisi Şaşkın
Mesaj Sayısı : 1164 Yaş : 35 Nerden : Giresun Job/hobbies : Koşmak Uğraşıları/zevkleri : sinema, web developing Kayıt tarihi : 13/07/07
| Konu: Geri: Rıfat Ilgaz Ptsi Ağus. 13, 2007 3:58 pm | |
| CENAZE
Omuzlanınca tabutun ilk defa kurtuldu ayakların topraktan; pek muhteşem oldu medreseden çıkışın. Bir dilim ekmeği çok görenler yüzüne bakmayanlar sağlığında dikildiler yol üstüne bir selâmla ödediler bütün borçlarını… Üzülme, gelmiyor diye çelenkler peşinden, mevsimsiz oldu ölümün… Ne olurdu bir kış daha bekleseydin, bahar gelir çiçekler açardı… Ölümün kimseyi sevindirmedi, atsız arabasız kalktı cenazen. Zaten alçak gönüllü bir adamdın, herkesten uzak yaşadın cami avlusunda. Ölümün de gürültüsüz olsun!
Yarenlik adlı şiir kitabından 1943 | |
| | | Forum Yöneticisi Şaşkın
Mesaj Sayısı : 1164 Yaş : 35 Nerden : Giresun Job/hobbies : Koşmak Uğraşıları/zevkleri : sinema, web developing Kayıt tarihi : 13/07/07
| Konu: Geri: Rıfat Ilgaz Ptsi Ağus. 13, 2007 3:59 pm | |
| DEFNELER GİBİ
Sevdim döl döş torun torba Taflan gürlüğü çoğaldım Kimi tek başıma bozkır yalnızlığı Kimi çift yaşadım sarmaşıklarca
Neler geldi geçti bir sevgiyi ayırdım Yaşamayı defneler gibi uzun ömürlü Pıtrak pıtrak üremeyi kök verip İçlerinden bir sevgiyi ayırdım Götürüldümse özgürlüğü yüzüstü koyup Ben bir yanda sen bir yanda suç kimin İşsizsem güçsüzsem onlar mı haklı Ben mi taktım bileklerime kelepçeyi Duvarları ben mi çektim boylu boyunca Ben mi vurdum kapılara çifte kilidi
Yılmadımsa dişe diş savaşmaktan her çağda Sevişip kökleşmekten yorulmadımsa Söyleyin hadımlar kısırlar güçsüzler Boş öğretiler çığırtkanı yüreksizler Kötü mü ettim size karşı çıktımsa
Sevdim haklıdan yana olabilmek için Çalışıp ezilenden senden yana Sevdim aldığım soluğu hak etmek için Ama sevdim halkımca
(1970) Uzak Değil adlı şiir kitabından 1970 | |
| | | Forum Yöneticisi Şaşkın
Mesaj Sayısı : 1164 Yaş : 35 Nerden : Giresun Job/hobbies : Koşmak Uğraşıları/zevkleri : sinema, web developing Kayıt tarihi : 13/07/07
| Konu: Geri: Rıfat Ilgaz Ptsi Ağus. 13, 2007 3:59 pm | |
| DEFNELER ÖLMEZ
Bir mevsim var ki üşütür yeşilliğimi Ben geceyle gündüzü bilirim yılları değil. Ölümsüzlüğü getirdim kıyılarınıza Düşlerimde hep uzak denizler... Kıyılar... Gidemem, bağlıyım toprağıma.
Dalımla yaprağımla, ben Bir savaş simgesiyim oysa İnsan kardeşlerimin gözünde! Utkular düşleyen başlar için Bir çelenk!
Savaşlar, soykırımlar gördük, İskenderler, Sezarlar, Ne atlar kaldı onlardan, ne meydanlar... Gittiler, yıkılıp birer birer, Biz kaldık. En kıraç topraklarda tutunduk, Biz defneler.
Dal kırılır, yaprak dökülür Ölür mü acılara katlanmasını bilenler, Direnenler tüm kırımlara karşı... Ölmez sevgiden yana olanlar Defneler ölmez! | |
| | | Forum Yöneticisi Şaşkın
Mesaj Sayısı : 1164 Yaş : 35 Nerden : Giresun Job/hobbies : Koşmak Uğraşıları/zevkleri : sinema, web developing Kayıt tarihi : 13/07/07
| Konu: Geri: Rıfat Ilgaz Ptsi Ağus. 13, 2007 3:59 pm | |
| DURMAK YOK
Başka iş gelse elimden Bırakırım kâğıdı, kalemi! Konuşmak bizim için değil, anladım, Hele yazmak… Ağzımızı açar açmaz suçlanırız! Savunmaya geçince de Hem suçlu oluruz, hem güçlü Suçumuz özgürlüğe özenmek, Gücümüz de olsa olsa bu özentiden!
Durmadan suçlandığımız yetmez mi çocuklar, Bir de siz suçlamayın bizi! Düşünün ki ilerde Sizi de suçlayacaklar!
Bir ata öğüdü benden! Sakın haaa, Analar babalar adına Tüm büyükler adına… Kendileri adına, daha çok, Paylamaya kalktılar mı sizi, Boynunuzu büküp Suçu üstlenivermeyin hemen, Direnin sonuna kadar! Ne gülmeniz ayıp, ne konuşmanız suç. Yüksek perdeden de olsa konuşun! Sınıflarda konuşun, salonlarda konuşun, Yeter ki dinleyenler bulunsun! Söylemek sizin için çocuklar, Çalıp oynamak da…
Bu türküler atalardan kalmadı mı size, Bu halaylar, horonlar, zeybekler… Düğün dernek Kızlarımız için değil mi, bu süzülmeler, Yürümeler, tek tek basaraktan, Karşılıklı çiftetelliler…
Olsa olsa durmak, oturmak suç! Ne miskinler varmış Uzak-Doğu'larda… Onlara bakarsanız çocuklarım, Yatmak, oturmaktan iyiymiş, Oturmak, ayakta durmaktan… Ayakta durmaksa, yürümekten iyi… Siz onlar gibi olmayın!
Hele davranın çocuklar, Hoooop!.. Emineler, Aliler, Ayşeler, kalkın, Keremler, Zeynepler, Elifler siz de Denizler, Defneler tutuşun elele! Adları sabah ezanlarında Kulaklarına besmeleyle okunanlar, Durdular, Durmuşlar, Dursunlar, Ne duruyorsunuz!..
Ocak Katırı Alagöz adlı şiir kitabından 1987 | |
| | | Forum Yöneticisi Şaşkın
Mesaj Sayısı : 1164 Yaş : 35 Nerden : Giresun Job/hobbies : Koşmak Uğraşıları/zevkleri : sinema, web developing Kayıt tarihi : 13/07/07
| Konu: Geri: Rıfat Ilgaz Ptsi Ağus. 13, 2007 3:59 pm | |
| ELİF'İN BABASI
Bir yürekli kişiydi Elif'in babası bir aydın kişi Er kişi niyetine el bağladılar sağlığında Kıblesini şaşıranlar Amerikan gemilerine karşı diri diri Kıldılar namazını Dolmabahçe'de Bir öğle üzeri
Demir atmış bağımsızlığımıza Gemiler gemiler çirkin gemiler
Kış ortasında bir güneşli pazardı Sağdı henüz Vardır böyle pazarlar yaşantılarımızda Ama hiç bir pazar böylesine utanç verici Böylesine aşağılık olamazdı çağımızda Elif'in tutup elinden babası Gemiler gösterecekti dizi dizi Tutsaklığın kirli duvarlarına çizilmiş Sonra ışıklı yüzler gösterecekti gencecik Işıklı yüzlerde parça parça bulut Sonra satılmışlık sonra kahpelik Sonra yeniden sevinç yeniden umut Sonra cop sonra şiş bıçak kanca Benzin patlaması gaz kokusu kan Köpekliğin köleliğin zincir şakırtısı
Ne varsa öğretecekti Elif'çiğine Çocuklar değil miydi büyük yüzdelerle Bütün borçlarımızı üzerlerine alan
Ne varsa tutsaklık adına öğretecekti Ne varsa uygarlık adına sunulan
Bırakıp bütün bildiklerini bir yana Bize alanlarda ölmesini öğretti.
(1970) Güvercinim Uyur mu adlı şiir kitabından 1974 | |
| | | Forum Yöneticisi Şaşkın
Mesaj Sayısı : 1164 Yaş : 35 Nerden : Giresun Job/hobbies : Koşmak Uğraşıları/zevkleri : sinema, web developing Kayıt tarihi : 13/07/07
| Konu: Geri: Rıfat Ilgaz Ptsi Ağus. 13, 2007 3:59 pm | |
| EVCİLİK
Küçüklerin en güzel yanı -Evcilik oynarlarken izledim- Korkmuyorlar gelin-güveyi olmaktan, Ayaküstü evleniveriyorlar, Evlerini bile dayayıp döşemeden. Kim bilir, Oyunu bile oyun diye oynamadıklarından!
Demek onlarda iç içe Oyunla yaşam, Düşle gerçek.
Bize gelince Biz de evcilik oynuyoruz ama Oyun olduğunu bile bile.
Gene de çok şey bekliyoruz evlilikten Mutluluk bekliyoruz üstelik, Bulduğumuzla da yetinmiyoruz ki!..
(1981) Kulağımız Kirişte adlı şiir kitabından 1983 | |
| | | Forum Yöneticisi Şaşkın
Mesaj Sayısı : 1164 Yaş : 35 Nerden : Giresun Job/hobbies : Koşmak Uğraşıları/zevkleri : sinema, web developing Kayıt tarihi : 13/07/07
| Konu: Geri: Rıfat Ilgaz Ptsi Ağus. 13, 2007 3:59 pm | |
| GEÇ AZİZİM GEÇ
Biz de yaşarız azizim, Yaşamaya gelince, biz de yaşarız ama, Olmuyor cebimizden kattığımızla eğlenmek, Gönlümüzden katalım, Varlıklı kişileriz neşeden yana. Pazarımız hoş mu geçecek, Şart değil Büyükada, Heybeli; Çok bile gelir kayığı Hristo'nun: Sekiz arşın iki karış, Kız gibi Cibali yapısı. Bir işaretimize bakar Çıkmazsa balığı alesta, Aylardan temmuz, günlerden pazar; Yenikapi açıklarındayız... Bırakın Hasan geçsin küreğe, Utandırmaz bu kollar sahibini. Kabarmaz bu avuçlar On ikisinden beri nasırlıdır. Fazla külfet istemez, Bol sigaramız olsun, Köfte, ekmek, domates yeter. Karımız, sevgılımız yanımızda Başaltında şarap testisi... Dedik ya bugün pazar Belki genç arkadaşı "İlk defa güneşe çıkardılar", İsteriz bütün dostlar aramızda olsun; Kiminin Hanya'dan gelir selamı, Kiminin Konya'dan Sandalımız geniş değil, ne çare, Gönlümüz kadar. Ne yapalım bol şarabımız var ya, Onların sağlığına içecek; Gün ola harman ola!.. Anlarız biz de bu işlerden, Elimiz değdi de okşamadık mı, Şu "pür hayal" saçları ? Kim istemez "yâr"i uyutmasını "sine" de Batan güne karşı, "Bâde" içmesini "Yâr eli"nden? Gözü kör olsun feleğin, Gelecekten umudumuzu kesmedik, İçimiz öylesine ferah... Son kadehlere doğru sorsun, Sesi en güzelimiz bizden: "Gam, keder ne imiş?" Yontulmamış sesimizle cevabı hazır: "Geç azizim, geç!"
Rıfat ILGAZ | |
| | | Forum Yöneticisi Şaşkın
Mesaj Sayısı : 1164 Yaş : 35 Nerden : Giresun Job/hobbies : Koşmak Uğraşıları/zevkleri : sinema, web developing Kayıt tarihi : 13/07/07
| Konu: Geri: Rıfat Ilgaz Ptsi Ağus. 13, 2007 3:59 pm | |
| GENÇLİK PARKI
Bütün sokakları bu kentin Gençlik Parkı'na açılır Bir sevgi ilkyaz sıcaklığında Bir türkü yükselir uygarlıktan yana Halktan yana emekten yana bilimden yana Alır karamsarlığımızı götürür Mavilikte açılır tomurcuk Bir halı dokunur yurt güzelliğinde Geleceğin yollarına serilir Genç dediğin boy atmalı özgürlüğe doğru Büyümeli yılların kısırlığında böyle dik Gün ışırken yerini almalı en önde Gençlik Parkı'nda coşkudan bayrak çekilmeli
Nerdensiniz yitik umutlarım hangi çıkmazda Katılın bu aydınca şenliğe korkusuz Tükenmiş yalanı tutsak bilimin Susmuş ayakların sünepe ezgileri Bütün atılımlar gerçekten yana uyumlu Gökyüzü kızarmış gençlik ateşinden Evrene kardeşlik getirmeli bilim dediğin Yücelik getirmeli halkımıza mutluluk getirmeli Çözmeli kişiyi paslı zincirinden
İşte beklediğin düş gözlerinin önünde Uysun adımların çağının gidişine Uysun adımların çağrısına gerçeklerin Başının içinde ilkyaz bulutu Altın toprak üstün yaprak Gençlik Parkı'ndasın
(1968) Karakılçık adlı şiir kitabından 1969 | |
| | | Forum Yöneticisi Şaşkın
Mesaj Sayısı : 1164 Yaş : 35 Nerden : Giresun Job/hobbies : Koşmak Uğraşıları/zevkleri : sinema, web developing Kayıt tarihi : 13/07/07
| Konu: Geri: Rıfat Ilgaz Ptsi Ağus. 13, 2007 4:00 pm | |
| GİDENLERİ ANLATIYORUM
İştahımın gücünden arta kalan Yarım dilim ekmekten utanıyorum Açların boyun büktüğü memlekette Kişi özgürlükten lâf etmemeli
Sevince alabildiğine sevmeli Yoksun sevgilerle değil böyle Bir elmayı dişler gibi diri diri Ama genç ama ak saçlısın Evrene bir şey katmalı sevdin mi
İnsan içince tam içmeli Sıyrılmalı bozukdüzenliğinden Mutluluktan bir şeyler getirmeli
Sıra sıra yataklardan utanıyorum Umutsuz sönüp gidenlerden Gözler bakarken ateş böcekleri gibi Mayıs gecelerinden ses vermeli
Kişi ölecekse insanca ölmeli Böyle tutsak böyle utanç içinde değil Bir sedyede boylu boyunca uzatılmış İki eli iki yanında gitmemeli
(1961) Soluk Soluğa adlı şiir kitabından 1962
Rıfat ILGAZ | |
| | | Forum Yöneticisi Şaşkın
Mesaj Sayısı : 1164 Yaş : 35 Nerden : Giresun Job/hobbies : Koşmak Uğraşıları/zevkleri : sinema, web developing Kayıt tarihi : 13/07/07
| Konu: Geri: Rıfat Ilgaz Ptsi Ağus. 13, 2007 4:00 pm | |
| GİDİŞİNİ ANLATIYORUM
Sen gidiyorsun ya işine yetişmek için Saçlarını, gözlerini, ellerini Neyin varsa toplayıp gidiyorsun ya Her seferinde bir şey unutuyorsun sıcak Termometrede yükselen çizgi çizgi Kim bilir nerelerde soğuyorsun
Senin gözbebeklerin var ya kadın kadın gülen İnsan insan bakan gözbebeklerin Beni tutsa tutsa gözlerin tutar ayakta Beni yıksa yıksa gözlerin yerle bir eder
Ne gelirse onlardan gelir bana Çalışma gücü yaşama direnci Mutluluk gibi kazanılması zor Mutluluk gibi yitirilmesi kolay
Bir açarsın ki mutluyum Bir kaparsın her şey elimden gitmiş
(1961) Soluk Soluğa adlı şiir kitabından 1962
Rıfat ILGAZ | |
| | | Forum Yöneticisi Şaşkın
Mesaj Sayısı : 1164 Yaş : 35 Nerden : Giresun Job/hobbies : Koşmak Uğraşıları/zevkleri : sinema, web developing Kayıt tarihi : 13/07/07
| Konu: Geri: Rıfat Ilgaz Ptsi Ağus. 13, 2007 4:00 pm | |
| GÖZLERİNDE AKİSLER
İçimde bir nağme var ufukların sesinden... Sıyrılsam vücudumun bir gün çerçevesinden Damla damla karışsam çamların kokusuna.
Yorgun kartallar gibi bir sabah dönsem geri Martılara bıraksam lacivert enginleri Sonra dalsam dizinde bir bahar uykusuna.
İklimleri çevirse genişleyen hududum İçsem bakışlarından geceyi yudum yudum Damla damla erisem o ılık gözlerinde.
Gel, şimdi önümüzde alevlensin ufuklar Derin bakışlarına dizinsin sonsuzluklar Kendini seyredeyim karanlık gözlerinde.
Rıfat ILGAZ | |
| | | Forum Yöneticisi Şaşkın
Mesaj Sayısı : 1164 Yaş : 35 Nerden : Giresun Job/hobbies : Koşmak Uğraşıları/zevkleri : sinema, web developing Kayıt tarihi : 13/07/07
| Konu: Geri: Rıfat Ilgaz Ptsi Ağus. 13, 2007 4:00 pm | |
| GÜVERCİNİM UYUR MU?
"Güvercinim uyur mu, Çağırsam uyanır mı?"
Sömürgen cami güvercinleri sizin olsun O doyumsuz lapacı güvercinler Kurşun buğusu güvercinleri severim ben Kanat uçları çelik yeşili
Kuş dediğin piyerlotisiz yaşamalı Adaksız avlusuz şadırvansız Buluttan süzmeli suyunu Kuşçular çarşısında tüy dökmemeli
Benim güvercinim tunç gagalı Kimlerin bakışı kardeşçedir Kimlerin bakışı düşmanca Kendisi hangi kavganın güvercinidir bilir
Tüneyip acımanın saçaklarına Miskin sevilerle bitlenmez Kanadından çok pençesine güvenir
Barış taklaları süzülmeler Gagalarda zeytin dalı Perendeler maviliklerde Tüm gösteriler resimlerde kalmalı
Güvercin dediğin uyanık olmalı Tüyler duman duman öfkeden Yanıp tutuşmalı gözbebekleri Sevgiden tıpır tıpır bir yürek Özgürlüğünce dövüşken
(1971) Güvercinim Uyur mu adlı şiir kitabından 1970 | |
| | | Forum Yöneticisi Şaşkın
Mesaj Sayısı : 1164 Yaş : 35 Nerden : Giresun Job/hobbies : Koşmak Uğraşıları/zevkleri : sinema, web developing Kayıt tarihi : 13/07/07
| Konu: Geri: Rıfat Ilgaz Ptsi Ağus. 13, 2007 4:00 pm | |
| HEP BÖYLE
Anlaşıldı kara günler için doğmuşuz, İçli dışlı olmuşuz acılarla. Aydınlığın dar kapılarından Geçemeyiz güle oynaya Bayram kaçağıyız.
Topladığımız gönül çiçekleri Kucağımızda sararıp solar Utanır da veremeyiz Sunamayız dilimiz dolaşır Oysa neler düşlemişizdir geceden.
"Hepimiz…" diyor sevgili kızım Yeni yıl için çektiği telde, "Esenlikler dolu günler dileriz!" Benim de en içten dileğim bu… Daha çoğuna yetmiyor ki, gücümüz.
Hep böyle sevgili kızım, Yıl boyu, İçiçe olacağız düşlerimizle… Biz dileklerle doğar, Yaşar gideriz, hep dileklerde. Mutluluklar esenlikler ne varsa Hep veresiyesinde yeni yılların, Günebakanız, ayçiçeğiyiz!
Ocak Katırı Alagöz adlı şiir kitabından 1987 | |
| | | Forum Yöneticisi Şaşkın
Mesaj Sayısı : 1164 Yaş : 35 Nerden : Giresun Job/hobbies : Koşmak Uğraşıları/zevkleri : sinema, web developing Kayıt tarihi : 13/07/07
| Konu: Geri: Rıfat Ilgaz Ptsi Ağus. 13, 2007 4:00 pm | |
| HER DİLDE
Hangi dilde ağlar çocuklar, Hangi dilde güler Ağlamak her dilde tek anlamda Çince, İngilizce, Türkçe…
Burnunu çeke çeke ağlamak Belki biraz çocukça. Ağlamak, hüngür hüngür, Ağlamak, içini çeke çeke İnsanca!
Benim güzel çocuğum, Ya ağlatmak nece? Kölelerden, tutsaklardan başlatıp Günümüzün ozanlarına kadar… Gözleri bağlı Sorgularda, işkence evlerinde?
Çağına yakışır yaşamayı Sevmeyi, düşünmeyi, çalışmayı Kısıtlayan tüm yasaklar Yasalardan değil yalnız, Sözlüklerden bile atılmalı!
Zorla güzellik yok! Ozan da olsa dizelerinde Ağlatmaya zorlamak bizi, Ne ozanca, ne insanca, ne uygarca
Ocak Katırı Alagöz adlı şiir kitabından 1987 | |
| | | Forum Yöneticisi Şaşkın
Mesaj Sayısı : 1164 Yaş : 35 Nerden : Giresun Job/hobbies : Koşmak Uğraşıları/zevkleri : sinema, web developing Kayıt tarihi : 13/07/07
| Konu: Geri: Rıfat Ilgaz Ptsi Ağus. 13, 2007 4:00 pm | |
| Fahir Onger'e
Nasıl sevmezsin Heybeli'yi, Ne evim, ne bahçem var, Ne iskelesinde sandalım.
Ne param var savuracak Çamlarına, denizine, ay ışığına! Ne asfaltına tırmanacak dermanım. Rüzgârında payım var, olsa olsa Bir nefeslik.
Ben insanların belki en yorgunu, Denizin, güneşin özlemi bende, Bende yaşamanın, çalışmanın özlemi. Mevsimsiz sevmesini bilirim, Vakitsiz düşünmesini, Düşünüp düşünüp üzülmesini. Gülüşüm, bakışım ayrı, Belki üzgünüm biraz, yılgın değil, Farkındayım olup bitenlerin.
Nasıl sevmezsin Heybeli'yi, Herkesin bağı bahçesi ayrılmış, Denizde kotrası yalısı. Ayırmış ayıran hastanesinde Bizim de yatağımızı.
Devam adlı şiir kitabından 1943
Rıfat ILGAZ | |
| | | Forum Yöneticisi Şaşkın
Mesaj Sayısı : 1164 Yaş : 35 Nerden : Giresun Job/hobbies : Koşmak Uğraşıları/zevkleri : sinema, web developing Kayıt tarihi : 13/07/07
| Konu: Geri: Rıfat Ilgaz Ptsi Ağus. 13, 2007 4:00 pm | |
| İÇELİM!
İşte bir aradayız! Sağlığından haber beklediklerimiz yanımızda, Ve aramızda uzun zamandır Yüzünü görmediklerimiz! Kimimiz mahpustan dönmüşüz Kimimiz sürgünden! Bu akşam keyfimiz yerinde, Günlük dertlerimizden sıyrılmışız, Nasıl kazanıldığını unutmuşuz paranın Elimiz o kadar açık; Harcayalım neşemiz için! İyisi gelsin şarabın, Yüklü olsun mezeler! Nöbetçisiz geçiyor akşamımız demek, Kilitsiz, demir parmaklıksız; İstersek burda keser konuşmamızı, Çıkarız kol kola, kelepçesiz. Dolaşırız canımızın çektiği sokakta. Özlemini çekmişiz uzun zaman Dostların ve aydınlığın. Duymuşuz her çeşit yanızlığı Tek başımıza. İki çift lâf etmenin karşılıklı, Ne demek olduğunu öğrenmişiz. Konuşalım, Bir suç olduğunu bilerek her sözümüzün. Güzel günlerin yaklaştığını söyleyelim, Dört yanımızı kollayarak. Ne olacak, bilir miyiz birazdan? Belki hesabı sorulacak neşemizin. Kaldıralım son kadehleri, Ayrılalım arkadaşlar, Ayrılırken öpüşelim!
Yaşadıkca adlı şiir kitabından 1948
Rıfat ILGAZ | |
| | | Forum Yöneticisi Şaşkın
Mesaj Sayısı : 1164 Yaş : 35 Nerden : Giresun Job/hobbies : Koşmak Uğraşıları/zevkleri : sinema, web developing Kayıt tarihi : 13/07/07
| Konu: Geri: Rıfat Ilgaz Ptsi Ağus. 13, 2007 4:01 pm | |
| İSTEKLERİMİ ANLATIYORUM
Hastanenin saçağına kuşlar konuyor Güvercinler, gözleri umut yeşili
Gidemem ciğerlerim yetmiyor solumaya Bu ayaklar benim değil ne zamandır Kolum kanadım sensin anlamıyorsun Özgürlüğüm, aydınlığım, inancım Hepsi senden mutluluğum gibi anlasana
Yolumuzu düşman bakışlar çevirmiş Dişli geceler inmiş çevremize
Gözlerindeki parıltı ışıtsın yolumu Hızımızı yitirmeden öfkemizi tüketmeden İnsanca bir şeyler katalım sevgimize Gecelerden birlikte çıkalım ister misin Işığı birlikte aramamız güzel olacak
Yataklarda sıramı beklemekten usandım Al götür bırakma beni ölümle yüz yüze Seni görmeliyim yanımda savaşırsak Eksiksem bir şeyler kat sevginden Yüreğindeki sıcaklıkla bütünle beni
Yorgunsam gücünden ekle dirileyim Bitkinsem sağlığından ver cömertçe Aşıla yaşama tutkundan Büyük ülküler için elimden tut Al götür beni gerçeklerin çağrısına
(1961) Soluk Soluğa adlı şiir kitabından 1962 | |
| | | Forum Yöneticisi Şaşkın
Mesaj Sayısı : 1164 Yaş : 35 Nerden : Giresun Job/hobbies : Koşmak Uğraşıları/zevkleri : sinema, web developing Kayıt tarihi : 13/07/07
| Konu: Geri: Rıfat Ilgaz Ptsi Ağus. 13, 2007 4:01 pm | |
| KARTON KULELERDEN
Tükenen bir şey vardı yerine koyamadığınız Kurşundan bir bulut düşlerinizin üstünde Sınırları aşıyordu barut dumanları Tıkalıydı ciğerleriniz duymuyordunuz
Çekirge sürülerini beslerken ulusça Simitsiz büyüyordu çocuklarımız Ellerimizde karne, açtık belgeli Kitaplarda bir şefin resmi vardı büyük Alfabeyi sökmüş, okuyup yazıyordunuz Sofralarınızda bolluk Kuşsütüne karışmıştı yalanlar Yiyordunuz içiyordunuz Yaşamıyordunuz ki Serçenin kursağında tohum Balıktınız martının gagasında Göreviniz alın terine yergi Uyurgezerlere dümtekti Her sokak kendi türküsünü söylerken Susardınız dört yol ağızlarında Alanlarda görünmezdiniz Ustaydınız güpegündüz düş görmekte Karton kulelerden baktınız gerçeklere Karataş yosunlanıp yeşeredursun Siz mermerler gibi aktınız
Ölüm sınırlara gelmiş dayanmıştı Çağ dışı olmuştunuz gençliğinizde Mezar taşlarınızla kucak kucağa Takvimlerde oğlak burcu Dedenizin belinde kuşaktınız
(1973) | |
| | | Forum Yöneticisi Şaşkın
Mesaj Sayısı : 1164 Yaş : 35 Nerden : Giresun Job/hobbies : Koşmak Uğraşıları/zevkleri : sinema, web developing Kayıt tarihi : 13/07/07
| Konu: Geri: Rıfat Ilgaz Ptsi Ağus. 13, 2007 4:01 pm | |
| KİTAPLAR
Üç odalı bir ev kiraladığım gün, kurtulacak kitaplarım merdiven altındaki şeker sandığından. Belki de gün geçtikçe, tabanında halı döşeli bir kitaplığım olacak. Benden söz açıldı mı önce kitaplarımın sayısı söylenecek sonra baremdeki derecem… Bense her şeyden uzak, kitaplarımın ortasında kendimi unutacağım! Evde bulunmadığım günler "Meşgul!" diyecek beni soranlara güler yüzlü hizmetçim. Başka bir gün masamın başında en kalın kitabımı okur görünürken bastıracak misafirlerim… En yakın dostumun bile dalgın dalgın bakıp yüzüne ismini soracağım! Çıkarırken gözlüğümü eski mahalle arkadaşıma "Nerede tanıştıktı, yabancı gelmiyor yüzünüz?" diyeceğim; dalgınlığım onları güldürmeyecek. Sorarlarsa dünyanın gidişini duvardaki büyük adam resimlerine bakarak Eflâtun'dan satırlar okuyacağım.
Yarenlik adlı şiir kitabından 1943
Rıfat ILGAZ | |
| | | Forum Yöneticisi Şaşkın
Mesaj Sayısı : 1164 Yaş : 35 Nerden : Giresun Job/hobbies : Koşmak Uğraşıları/zevkleri : sinema, web developing Kayıt tarihi : 13/07/07
| Konu: Geri: Rıfat Ilgaz Ptsi Ağus. 13, 2007 4:01 pm | |
| KUŞ MİSALİ
I
Ortada hesap yanlışlığı yok, Yavrumuz vakitsiz doğdu: Tam sekiz aylık. Bilmem ne vardı acele edecek? Sekiz aylık çocuk yaşamazmış, Bunu da bizim gibiler söylüyor; Belki yaşadığı evler bulunur, Zor yaşar bunun dokuz aylıkları Bizim buralarda. Ne yapalım, yetmezse ömürcüğü, Daha bir tane var geride. Onu büyütürüz ister istemez. O da bizim kadar düşünceli Memnun görünmüyor gelenden. Bilse hiç üzülmeyecek; Söylemeye dili varmıyor ebenin -Evlattır ne de olsa- Misafire benziyor, yazık. İş, erken doğmakta değil, Gelmişken yaşamakta… Eziyet bize yaptığı, Hazırlayınca çekip gidecek, Bezini muşambasını. Kolayına ısınmıyor odamız, Buz kesiliyor elleri, ayakları; Sıcak şişeler mi koymalı dersin, Pamuklara mı sarmalı? Akşama sabaha yolcudur. Artık annesini de istemez oldu, Minneti kalmadı kimseye.
II
Sekiz aylık çocuk bu kadar yaşarmış, Dört gün yaşadı. Çok bilmiş insanlar gibi Gitti sabaha karşı… Haber verince bekçiye, Soruldu ekmek karnesi. Doğuma bakarak, Yerinde buldular ölümü Hemen izin çıktı gömülmesine. Dört gündür, soğuktan, Su yüzü görmeyen yavrumuz, Geleneğe uygun yıkandı. Çıkarken kucakta Bulamadı beklenen gözyaşını. Çocuklar düştü arkamıza, Yüzü kirli çocuklar… Dört yanımı saranlara, Su dökenlere, yasin okuyanlara Dağıttım son meteliğe kadar. Ayın sonunda gitti en kötüsü, Kaldı ebenin parası aybaşına. Vakitsiz doğduğu gibi, Bildi vakitsiz ölmesini yavrucak, Gitti kuş misali!
Yaşadıkca adlı şiir kitabından 1948
Rıfat ILGAZ | |
| | | Forum Yöneticisi Şaşkın
Mesaj Sayısı : 1164 Yaş : 35 Nerden : Giresun Job/hobbies : Koşmak Uğraşıları/zevkleri : sinema, web developing Kayıt tarihi : 13/07/07
| Konu: Geri: Rıfat Ilgaz Ptsi Ağus. 13, 2007 4:01 pm | |
| OCAK KATIRI ALAGÖZ
Pelit ovasında, Nanepınar'da bir ocak… Taştan değil, Tuğladan değil, Dört duvarı taşkömür, Tabanıysa çamur, çökek…
Kaya kömür, taşkömür, Nanepınar, dağ, taş kömür, Kara toprak, kara elmas…
Yüz yirmi beş kara amele Kömür karası yüz, göz… Kiminde kazma, kiminde kürek, Sökebilirsen, sök!
İster Lâver(*) lerde yıka, İster kok'a çevir fabrikasında, İstersen maltızında yak!
Bir ocak, Pelitovası'nda Bir uçtan bir uca dekovil, Vagonlar salkım saçak… Tek başına Çeker götürür vagonları, Alagöz! At değil, eşek değil, Alagöz, ocağın soylu katırı!
Yer altında, Pir aşkına Taaa Jerminal'lerden beri çalışır, Bir avuç arpa hatırı.
Kendi inadına güvenmez de Alagöz, Tutar kendi dayısına güvenir.(*) Bütün gün üç vardiya Oysa anası bellenir!
Yeter bu ocak ağzı aydınlığı, Alaca karanlık! Bir menzile bin kez Ulaşıp ulaşıp dönmek… Yeter ışısın ortalık Ne bir avuç arpa Ne bir tutam ot…
Ocak Katırı Alagöz adlı şiir kitabından 1987 | |
| | | Forum Yöneticisi Şaşkın
Mesaj Sayısı : 1164 Yaş : 35 Nerden : Giresun Job/hobbies : Koşmak Uğraşıları/zevkleri : sinema, web developing Kayıt tarihi : 13/07/07
| Konu: Geri: Rıfat Ilgaz Ptsi Ağus. 13, 2007 4:01 pm | |
| OĞLUM I
Ben de düşkündüm oyuna, Ben de kumları avuçlar Kazardım tırnaklarımla toprağı, O zaman da çocuklar oynardı, Ama benzemiyor bütün oyunlarımız, Gezdirdim ceplerimde şıkır şıkır Deniz kokulu taşları, En güzellerini topladım Midye kabuklarının. Saldım bahar rüzgârına Uçurtmaların en süslüsünü. Ne kurulunca koşan tramvaylarım vardı, Ne çekince giden develerim. Balıklarımızı tanırdım, Adlarını bilirdim kuşların; Seçerdim düdüğünden Limanımıza uğrayan vapurları. Bilirdim yanık yüzlü kaptanlarımı Denizkızı'nın Selamet'in; Ben de ayırırdım onlar kadar Poyrazı karayelden. Gemiler tanıdım, çift direkli, Tutmazsa rüzgârı Açıklarımızda volta vuran gemiler, Kızardım, limanımızı hiçe sayan Pake'lere Nemse'lere; Dalar da silinen dumanlarına Düşünürdüm uzak limanları, Uzak limanların çocuklarını. Senin de var ufak tefek Kendine göre bildiklerin; Çeşitli oyuncakların yoksa da Bir saniye de tren yapacak kadar Kibrit kutularını, Tecrüben var benden fazla. Benden üstünsün kuşkusuz, Sigaradan top, Kutusundan tank, Kâğıtlarından uçak yapmada!
Rıfat ILGAZ | |
| | | Forum Yöneticisi Şaşkın
Mesaj Sayısı : 1164 Yaş : 35 Nerden : Giresun Job/hobbies : Koşmak Uğraşıları/zevkleri : sinema, web developing Kayıt tarihi : 13/07/07
| Konu: Geri: Rıfat Ilgaz Ptsi Ağus. 13, 2007 4:01 pm | |
| OĞLUM II
Sen büyük şehirlerin çocuğusun Kıyıda köşede büyümedin bizim gibi. Daha bu yaşta Tramvaylar, köprüler gördün, Trenlerde yolculuk ettin, İndin büyük istasyonlara; Görgüne sözüm yok. Ama bakıyorum, rahat değil çocukluğun, Arabalar yolunu kesiyor, Tele takılıyor uçurtman. Akarsuların, tepelerin yok. Var mı tarlan, yer çilekleri toplayacak, Böğürtlenlerini otlara dizecek, Çalılıkların var mı? Nerelerde gezdireyim, Hangi çocuk bahçesine götüreyim seni? İşe gittiğimiz günler, Yolumuzu gözlüyorsun Her gün ayrı bir komşunun penceresinden. Kiminin çöreğini yedin, Kiminin azarını. Güzel havalarda arsaya bırakırız, Bıraktığımız gibi bulmayız seni. Şu koskoca memlekette, Yeni vurgunlar bekleyen Arsalardan başka oyun yeri yok sana; Büyük şehirlere yakışır Çocuk bahçeleri yok. Hangi yurda bırakayım da Küfürsüz oyunlar öğrenesin, Hangi hemşirenin ninnisiyle Yatasın, öğle uykusuna. Hangi okulda yetiştireyim seni, İstediğim gibi?
Rıfat ILGAZ | |
| | | Forum Yöneticisi Şaşkın
Mesaj Sayısı : 1164 Yaş : 35 Nerden : Giresun Job/hobbies : Koşmak Uğraşıları/zevkleri : sinema, web developing Kayıt tarihi : 13/07/07
| Konu: Geri: Rıfat Ilgaz Ptsi Ağus. 13, 2007 4:02 pm | |
| OĞLUM IV
Seni saksıda gül yetiştirir gibi Yetiştirmedik, tek başına Bir limonlukta büyütmedik seni. Kırağı çalmaz diye acı patlıcanı Salıverdik sokağa; Düşecektin eninde sonunda İlk günlerde çok hırlaştınız, Sonra sokuldunuz birbirinize, Kaynaştınız karıncalar gibi. Büyümedin bir dadının dizleri dibinde, Kucaklarında sütninelerin. Ne kaf dağındaki peri kızlarına tutuldun, Ne kurtarmayı düşündün Şehzadeyi, devler elinden. Tanımadan Keloğlan'ı Düştün macuncunun arkasına, Dolaştın mahalleyi. Yağmurlu bir günde tanıdın Göl tutarken bekçinin oğlunu, Recep'le taşladınız Atkestanesini, cami avlusunda, Attınız Emin'le kedi yavrusunu, Kireç kuyusuna. Bunlar mahallemizin çocukları; Henüz bilmiyorsun, El tarlasında koza düşürürken anası Sıtma nöbetleri geçirenleri, Kuzuları doğup Çoban köpekleri ile büyüyenleri, İki gözünde heybenin Çeltiğe giden Yeşilırmak döllerini. Tanımıyorsun, Benzi tütün yaprağından soluk Çocuklarını Sakarya'nın. Demirindesiniz ayni bıçağın, İlerde kucaklaşacaksınız, nasıl olsa; Hazır olsun kalbin onları sevmeye Daha şimdiden!
Rıfat ILGAZ | |
| | | Forum Yöneticisi Şaşkın
Mesaj Sayısı : 1164 Yaş : 35 Nerden : Giresun Job/hobbies : Koşmak Uğraşıları/zevkleri : sinema, web developing Kayıt tarihi : 13/07/07
| Konu: Geri: Rıfat Ilgaz Ptsi Ağus. 13, 2007 4:02 pm | |
| KÖRÜZ BİZ
Ne varsa otu ot çiçeği çiçek yapan Tan yerinden söken umut ışığı Sizin olsun çekik gözlü kardeşlerim Aydınlıklar sizin olsun körüz biz
Bakmayın gözlerimizde yansıyan yıldızlara Göremeyiz ateş böceklerini biz körüz Çakıp sönen deniz fenerlerini uzak kıyılarda
Bir bulut ne zamandır üstümüzde Yurt genişliğinde bir bulut kurşun ağırlığında Nilüferler sularımızda açar mevsimsiz Dolanır ayaklarımıza boğum boğum Yapraklarında iri leş sinekleri uçuşa hazır Göz göz oyulmuş gözlerimiz biz körüz Göz çukurlarımızda radarlar fırıl fırıl döner Körüz el yordamıyla yaşıyoruz bu yüzden
Yeni körler peydahlarız uyur uyanır Ayak altında eziledursun karınca sürüleri Ezenlerle bir olmuş yaşıyoruz ne güzel Çizme onlardan içindeki ayak bizden ne iyi
Körüz biz kör uçuşlara açmışız toprağımızı Ha düştü ha düşecek çelik gagalardan Mantar mantar açılan tohumlar sıcakta
Gözlerimizi bir pula satıp geçmişiz bir yana Ölmesini bilenlere yüz çevirmemiz bundan Körüz gözbebeklerimize mil çekilmiş mil Acımasız bir namlu şakağımızda soğuk Tetikte kendi parmağımız yabancının değil
(1968) Karakılçık adlı şiir kitabından 1969 | |
| | | Forum Yöneticisi Şaşkın
Mesaj Sayısı : 1164 Yaş : 35 Nerden : Giresun Job/hobbies : Koşmak Uğraşıları/zevkleri : sinema, web developing Kayıt tarihi : 13/07/07
| Konu: Geri: Rıfat Ilgaz Ptsi Ağus. 13, 2007 4:02 pm | |
| GÜNEŞTEN UZAK
Konuklarımız için yıkadık sizin için Kıyılarımızı bol köpüklü dalgalarla kıştan Nisan sabahlarının buğusu saçlarınızda Mavi gözlerinizde sevinç Telli turnalarla geldiniz
En saydam mavilikleri çektik üstünüze Toroslar'dan Ağrılar'a kadar Üzüntülerden arındık sizin için En güleç yüzümüzle çıktık karşınıza Papatyalar gibi tekdüze Erkenden uyardık çiçeklerimizi Kalkınmamız sizden olacakmış Başımızın üstünde yeriniz
Izgaralarda lüferler emrinizde Tabaklarda mayonezli levrekler Ağız tadıyla yiyemediğimiz Kirazlar canerikleri çilekler
Bulutun kınalısı denizin mavisi bizde Yurdumuza bir renk de siz getirdiniz Esmerler sarışınlar yeşil gözlüler Hoş geldiniz
Biz bu güneş ülkesinin çocukları Öfkeyle umutla beslenen Yaz geldi mi ebegümeci madımak Kar yağdı mı dağda bayırda Davarımız sığırımızla yarı tok yarı aç Biz bu güneş ülkesinin çocukları Kuru emzikle büyüyen gecekondularda Odsuz ocaksız Bu mevsimde sevilerden uzak Yoksun tüm aydınlıklardan Sabrımızdır geleceğin harcını özleştiren Bir tuğla bir tuğla daha Bir avcumuzda kum Bir avcumuzda kireç Günler günler boşuna harcanan Okunmuş bir mektup kirliliğinde Buruşturulup atılmış günler
Yazısız kâğıtlarca anlamlı Alyuvarlarla beslenen özlem Kum kireç ölçek ölçek zaman
Biz bu güneş ülkesinin çocukları Güneşi konuklara bırakan
Oysa bardaklarda altın yeşili şarap Marmara'nın midyeleri soframızda Olgun domatesler taze soğan Derilerde Afrikalı yanıklığı Hoşi Ming'li savaş çocuklarıyla birlik Garcia Lorca'lı kızlarla bir arada
Karşıda Nâzım'ı dalga dalga getiren deniz Oturup diz dize bir kıyıda Aynı balık çorbasını kaşıklayabilirdik
Biz bu güneş ülkesinin çocukları Güneşi bulutların ötesinde bırakan
Güvercinim Uyur mu adlı şiir kitabından 1974 | |
| | | Forum Yöneticisi Şaşkın
Mesaj Sayısı : 1164 Yaş : 35 Nerden : Giresun Job/hobbies : Koşmak Uğraşıları/zevkleri : sinema, web developing Kayıt tarihi : 13/07/07
| Konu: Geri: Rıfat Ilgaz Ptsi Ağus. 13, 2007 4:02 pm | |
| --------------------------------------------------------------------------------
LEYLAKLARINI ANLATIYORUM
Leylak getiriyorsun bana güneşli bir gün Onu saçlarından topladığın belli Bir leylak bahçesisin karşımda
Böyle kucağında kalsa daha iyi Bir vazoya bırakıp gidiyorsun Sen gidiyorsun leylaklar kalıyor mu sanki Önce renkleri gidiyor arkandan Nesi varsa gidiyor soyunarak
Her vazoya baktıkça karşımdasın ne tuhaf Her kokladıkça dönüp dönüp geliyorsun Düşünceler gibi filizleniyorsun gün geçtikçe Yaprak yaprak gelişiyorsun Leylak leylak bakıyorsun gözlerimin içine Ölümsüz bir mevsim oluyorsun
(1961) Soluk Soluğa adlı şiir kitabından 1962
Rıfat ILGAZ | |
| | | Forum Yöneticisi Şaşkın
Mesaj Sayısı : 1164 Yaş : 35 Nerden : Giresun Job/hobbies : Koşmak Uğraşıları/zevkleri : sinema, web developing Kayıt tarihi : 13/07/07
| Konu: Geri: Rıfat Ilgaz Ptsi Ağus. 13, 2007 4:02 pm | |
| OKUTMA ÜZERİNE
SINIF'ın ozanıyım mimli, HABABAM SINIFI'nın yazarıyım ünlü. Kim ne derse desin, Çocuklar için yazdım hep.
Canım yansın diye İşimden atarlar sık sık, Acısını hep çocuklar çeker… Kendi öz çocuklarım, Benden önce.
Şunu demek istiyorum! İki iş tuttum ömür boyu köklü. Çocukları okutmaktı ilk işim, İkincisi, Yazdığımı çocuklara okutmak.
Ne gençlerden, ne çocuklardan Bir yakınmam yok Arap'ın dediği doğru: "Çocuk mazbut…" Memleketse görülüyor işte, Güllük gülistanlık… Ne var ki güllerin dikeni çok! Ocak Katırı Alagöz adlı şiir kitabından 1987
Rıfat ILGAZ | |
| | | Forum Yöneticisi Şaşkın
Mesaj Sayısı : 1164 Yaş : 35 Nerden : Giresun Job/hobbies : Koşmak Uğraşıları/zevkleri : sinema, web developing Kayıt tarihi : 13/07/07
| Konu: Geri: Rıfat Ilgaz Ptsi Ağus. 13, 2007 4:02 pm | |
| --------------------------------------------------------------------------------
ORMANIZ BİZ
Yaşayıp gidiyoruz bir arada Meşe, çam, köknar, kayın… Bırakın kirli kentlerinizi, Biraz da aramızda yaşayın!
Varsın derinde olsun köklerimiz Yükselmek için yarış bizde. Görülmüş mü ağacın ağaca kıydığı, Sevgiyle yaşamak barış bizde!
Mutluyuz birlikte yaşamaktan Meşe, çam, köknar, kayın… Sarılın toprağınıza bir çınar gibi Bize de kendinize de kıymayın.
Ne demiş en büyük ozanımız Neden kulak vermiyorsunuz sesine Bir ağaç gibi hür yaşayın dememiş mi, Ve bir orman gibi kardeşçesine?
Kulağımız Kirişte adlı şiir kitabından 1983
Rıfat ILGAZ | |
| | | Forum Yöneticisi Şaşkın
Mesaj Sayısı : 1164 Yaş : 35 Nerden : Giresun Job/hobbies : Koşmak Uğraşıları/zevkleri : sinema, web developing Kayıt tarihi : 13/07/07
| Konu: Geri: Rıfat Ilgaz Ptsi Ağus. 13, 2007 4:02 pm | |
| --------------------------------------------------------------------------------
PARMAKLIĞIN ÖTESİNDEN - I -
İnsanları alabildiğine sevmeyi, Bırakmazlar yanına. Böyle çekersin cezasını Üç duvar bir kapı arasında; Onlardan ayrı Böyle onlardan uzak. Yasak sana,boylu boyunca sokaklar, Bahçeler, yalı kahveleri. Dostlara şimdi mektup değil, Bir selam yasak! Kapılar demir sürgülü,çifte kilitli, Kapalı, hürriyete giden yollar; İçerdeki içerde mahzun, Dışardaki dışarda. Buradaki her şey sade: Ekmek ve su,düşünceler... Emirler çeşitli: Kapıda kilik,emir, Uzakta düdük,emir, Emir, dışarda dikilen nöbetçi. Hürriyeti çoktan unuttum, O yemyeşil masalların kızıdır Eskiden sevilmiş. Bir ince hastalıktır olsa olsa, O şimdi ciğerlerimde. Şu pencereye verdim kendimi, Bütün üzüntülere karşılık, Boğazın suları üzerinden Karşı sırtlara açılmış pencereye. Üsküdar’ı bilmezdim eskiden, Burada ısınıverdi kanım. Vurgunum şu Kızkulesi’ne; Ne de şirin görünüyor Uzaktan Karacaahmet; Hiç de söyledikleri gibi değil, Bana düşündürmüyor ölümü.
Rıfat ILGAZ | |
| | | | Rıfat Ilgaz | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |